Kategori : Genel - Etiketler : - Tarih : 29 Haziran 2012
Birim alandan daha yüksek ürün almak üzere, tarımda makineleşmenin artması ve yeni ekili alanların geliştirilmesi suretiyle tarımsal faaliyetlerin hızlandığı bilinmektedir. Tarımsal gelişmeler ve makineleşme ile birlikte yaygınlaşan anız yakma işleminin yasaklanmasına rağmen bazı yerlerde sürdürüldüğü görülmektedir.
Özellikle son yıllarda anız yakma yurdumuzun birçok yerinde yaygınlaşmıştır. Çiftçilerimiz tarafından bazı yararlar umularak özellikle toprak işlemeyi kolaylaştırma böcek ve diğer zararlıları yok edip bitki hastalıklarını önleme, toprak verimini artırma gerekçeleri ile hasat sonunda tarlada kalan ürün artıklarının, yani anızların yakıldığı bilinmektedir. Oysa toprağın en önemli kısmını bitki artıklarının çürümesi sonucu meydana gelen organik maddeler teşkil etmektedir.
Yakılan anızla birlikte çıkan duman hava kirliliğini artırmakta, atmosferdeki karbondioksit oranını yükseltmekte ve yol kenarında yakılan anızlar da karayollarında görüş mesafesini kısaltarak ölümle biten trafik kazalarına sebep olmaktadır. Ormanlara yakın tarım alanlarında yakılan anız ateşi, rüzgârın etkisi ile ormanlık alanlara ulaşarak yangınlara sebep olabilmektedir. Anız yakma, komşu tarlalardaki henüz hasat edilmemiş ürünlere, meyve ve bahçelere zarar vermektedir. Anız Yangınları; ürünün biçilmesi sırasında yere düşen ürün tanelerini yakmakta dolayısı ile bu ekosistemde yer alan hayvanların bu besinlerden mahrum kalmalarına yol açmakta, yakılan anız ateşi sonucu ahşap telefon direkleri de yanmaktadır. Ülkemiz için maddi ve manevi kayıplara neden olan anız yakma, kaybolan doğal kaynaklarla birlikte peyzaj yönünden de kötü görüntü sergilemekte ve telafisi mümkün olmayacak zararlar vermektedir.
Hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan materyaller, toprağı tavında tutmakta ve bilhassa meyilli arazilerde su ve rüzgâr erozyonuna engel olmaktadır. Ayrıca anız yakmalar, evcil hayvanların beslenmesinde kullanılan alanları tahrip etmekte, bu nedenle de meraların daha yoğun kullanımına yol açmaktadır. Yaban hayatın bir parçası olan yırtıcıların, beslendiği canlı türlerinde anız yakmalar ile besin bulamaması sonucu bir azalma olmakta ve bunun bir sonucu olarak yırtıcı sayısı da azalmaktadır.
Bu kapsamda anız yakma, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu ile yasaklanmıştır. Bakanlığımız taşra teşkilatı olan Çevre ve Orman İl Müdürlükleri bu Genelge ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, illerdeki yasaklama kararına göre geliştirecekleri tedbirlerle ilgili çalışmaları, Mayıs-Ekim ayları itibarıyla aylık uygulama raporları halinde Bakanlığımıza göndereceklerdir.
Önemli bir çevre sorunu olan anız yakmanın önlenmesi, eğitim ve yanlış alışkanlıkların değiştirilmesinin yanı sıra gerekli tedbirlerin alınması ile de mümkün olabilecektir. Bu yönde hassas bölgelerde gerektiğinde havadan ve karadan denetim yapılması, yakmalara anında müdahale edilmesi ve sebep olan şahısların tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca ormanlık alanlar, zeytinlikler ile anız arasındaki boşluklar toprak açığa çıkacak şekilde greyder veya pullukla 4-5 (1,5-2 metre) sıra sürülerek ayrılmalıdır. Muhtarlıklar tarafından köy ilan tahtaları ve hoparlör gibi ilan araçları ile anız yakılmaması konusunda vatandaşlar bilgilendirilecektir.
2872 sayılı Çevre Kanununun Ek-1 inci maddesinin (c) bendinde; “Anız yakılması, çayır ve meraların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.” denilmekte ve aynı Kanunun 20 nci maddesinin (l) bendi gereğince “anız yakanlara her dekar için 20 YTL idari para cezası verilir. Anız yakma fiilinin orman ve sulak alanlara bitişik yerler ile meskûn mahallerde işlenmesi durumunda ceza 5 kat arttırılır.” hükmü yer almaktadır.
Sulak alanlara bitişik yerin tespitinde 17/5/2005 tarihli ve 25828 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği’nde yer alan “Tampon Bölge” tanımı esas alınacaktır. Tampon bölge bu Yönetmelikte “…sulak alan ekosistemini korumak maksadı ile ayrılan ve su toplama havza sınırını geçmemek ve sınırları varsa ekolojik etkilenme bölgesinden yoksa sulak alan bölgesinden itibaren 2500 m. den az olmamak üzere ayrılan bölge” şeklinde tanımlanmış olup, fiilin işlendiği yer kapsamında tanım dikkate alınarak yaptırım uygulanacaktır.
Meskun mahale bitişik yerin tespitinde ise Telekomünikasyon Kurumunca 21/6/2006 tarihli ve 26205 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “10 Khz-60 Ghz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik’de Geçen Meskun Mahal ile İlgili Tebliğ’in Değiştirilmesine Dair Tebliğ” de geçen meskun mahal tanımı esas alınarak yaptırımlar uygulanacaktır. Bu Tebliğde meskûn mahal “il, ilçe, kasaba, köy, mezra gibi, insanların sürekli veya geçici olarak bulundukları; yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi kamu hizmetlerinden istifade ettikleri toplu yaşam alanlarını ve bu alanların bitiminden itibaren 500 m. uzaklıktaki mesafe” şeklinde tanımlanmaktadır.
Ormana bitişik yerin tespitinde ise 6831 sayılı Orman Kanununun 76 ncı maddesindeki orman alanına dört kilometre ve daha yakın mesafenin dikkate alınması gerekmektedir. Ancak ikinci ürün ekilen yörelerde valiliklerce hazırlanan eylem planı çerçevesinde ve valiliklerin sorumluluğunda kontrollü anız yakmaya izin verilmesi halinde bu fiil için yaptırım uygulanmayacaktır.
Buna göre anız yakma fiilinin ormana bitişik alanlarda işlenmesi halinde 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesi uyarınca cezalandırmak üzere cumhuriyet başsavcılarına suç duyurusunda bulunulması, yapılan yargılama sonucunda faile suçtan dolayı yaptırım uygulanmaması halinde ise 2872 sayılı Çevre Kanununun 20 nci maddesinin (l) bendi gereğince idari para cezası uygulaması yapılır.
Cezaların uygulanması konusunda illerdeki ilgili birimlerle koordinasyon sağlanarak, konu ile ilgili halkın bilgilendirilip çevre ve orman tahribine yol açan anız yakma olaylarının önlenmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilerek tedbirlerin alınması ve titizlikle uygulanması sağlanacaktır.
Anız ve Yol Kenarları İle Meralarda Anız Yakılmaması Hakkındaki önceki Genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır.